6 Nisan 2011 Çarşamba

Zorn ve Emma.. 1885 Aralık sonlarında İstanbul’da .. Tifo ateşi Zorn’u ölüm döşeğine atmasa ne güzel resimler kalacaktır..


İstanbul Emma ve Zornu bekliyor.

Yolculuk Göteburg üzerinden Hamburg, Viyana, Budapeşte, Macaristan ve Romanya’dır.

Bu bir balayı gezisidir.

Evet! Belgrat, Bükreş, Varna ve buradan da İstanbul yönü açılır.

Emma ve Zorn, 1885 Aralık sonlarında İstanbul’da görüyoruz.

Her ikisi de yirmi beş yaşlarındadır.

Büyük bir aşkla başlamışlardır. Bu salt bir aşk da değildir. İşin içinde akılla seçme ve seçilme de vardır.

Özellikle Zor, turnayı gözünden tanır. Altmış yıllık yaşamı da Zorn'a bunu kanıtlar. Zorn İstanbul günlüğüne şunlar yazar...

“oh, tanyerinin İstanbul’a karşı doğuşunu hiç bir zaman unutmayacağım.

Eksi 15 derece kar içinde kırsal bir alan ve beyaz minareler güneşin doğuşu...”

Sulu boya üç resim yapıyor o günlerde.

Kayıkçı, uyuyan odalık, ve Topkapı.

Şans İstanbul’un yanında değildir o günler.

Eli ayağı ateşler içinde ancak üç resim yapabilir Zorn.

Şubat başlarında tifo ateşi sarmıştır ressamımızı.

Bu kez karısı Emma, Stockholm’deki annesi Henriette Hanım’a mektup yazar.

“uzun süre önce sana yazdım ve şimdi hayatımın en zor günleridir. 16. gün bugün. Dört aylık evliyiz ve son haftalarda umutlandım ki evliliğimiz çok uzun sürsün diye. Aşkım ölüme çok yaklaştı. 10 gün boyunca ateşler içinde yattı doktorlar ve biz hepimiz korktuk. İki doktoru var. Günde üç dört kez geliyorlar ve ona bakıyorlar. Hemşire günaşırı geceleri onun yanında kalıyor.”

Zorn biraz iyileşir iyileşmez, Emma ile Atina’ya doğru yola çıkalar.

Böylece iki ay süren İstanbul gezisi, ancak üç suluboya anısı olarak geride kalacaktır.

Tifo ateşi.. olmasa, Zorn fırça darbeleri ile o günlerin İstanbul’unu bize bırakacaktır.

Tifo ateşinin Zorn’u ölüm döşeğine atması, İstanbul için, bizim için talihsizlik olmuştur.

Zorn’un fırçası İstanbul’u sonsuzluğun ışıklarıyla resmedeceği sırada bu ateşli tifo talihsizliği sonucu İstanbul'un yıldızı söner.

Emma ve Zorn soluğu Yunanistan’da alırlar. İstanbul 1885 ile ve üç suluboya ile bizlere kalır.

Sevgi, içtenlik...

Tekin SonMez, 06 Nisan 2011, Stockholm


İlk resim: İstanbul kaıkroddare 1886 akvarel 35x50 (sulubota) Zornmuseet
ikinci Resim:topkapı (1885), akvarel 64 x 34 (suluboya)
üçüncü resim: Kaıkroddare (1886) akvarel, 51 x 79