30 Ağustos 2009 Pazar

Formex Fuarı'nda çocuklar unutulmadı; İkinci yazı

Değerli İzleyici,

Uluslararası ölçütlerle dünyaya açılan fuar fotoğrafları ile yazı ve yorumları bu blog sınırları içinde sunacağımızı söyledik. Stockholm temel obje olacak fakat örneğin başka bir fuara gittik bu konuda susacak mıyız? Hayır! Geçen yıl çok ilginç Frankfurt Kitap Fuarı yaşadık. İlk ara fırsatta buna da geri dönecek ve izlenimlerimizi görselliklerle sunacağız.

Fuarlar üzerine çeşitli görüşler var! Deniliyor ki, ‘fuarlar tüketim için toplumlar yaratır,’ ya da ‘tüketiciler alım için kışkırtılır ve..’ Bu kısa görüşlerin yanında, ‘fuarlar zeki insanlar için bir karşılaştırma, ölçme ve yeni konular ve objeler, nesneler, mallar karşısında önbilgili toplumları hazırlar, saf akıl için değil, ortadaki rekabet yarışını gören ve gözleyenler,’ için vardır. Şurası bir doğrudur, çok sert olsa bile bu belki de eşitsiz yarışlarda gücünü ancak kalite çıtası ile kanıtlayan ürünler ayakta kalır.Ayakta kalmayabilir de!

Konuya farklı bakanlar da vardır! Fuarlara iyimser yaklaşmak, ürününü geniş kitlelerle buluşturmak isteyen genç, dinamik, yetenekli yaratıcılarla birlikte, deneyimli fakat bir talihsizlik olarak ürünleri o güne dek geniş kitlelere ulaşmamış olan gerçek yaratıcılar içinde bir fırsattır. Bir başka açıdan bakarsak, fuarlar sanat değeri olan yeni eğilimler için de umut dolu bir fırsat sayılmalı.

Sonuç olarak bir tanıtım ve pazarlama dünyasıdır fakat, tüketici de her önüne çıkarılanı satın alacak kadar bol paralı ve az akıllı olmayacak ve bu yarışmacı pazarda seçme yeteneklerini kullanarak kendisini geliştirecektir. Seçkin güzelikler karşısında insan zevki de zekası da incelir! Fuarlar bunu da verir meraklılarına.

Seslenmek istediğimiz izleyici kitlesi salt Stockholm sakinleri değil. İletilerimiz Türkçe düşünce dili olanlar içindir ve onlar dünyanın başka köşelerinde oldukları halde sunumlarımızla verdiğimiz bu tür bilgilere ulaşabilirler. Evet, ilk izleyici hedefi Stockhol sakinleridir, çünkü onlar söz konusu fuar konusunda önbilgi edinir ve bu fuara gidebilirler. Durum böyle diye, dünyanın farklı yerinde yaşayanlar, bu faurda neler olduğunu merak etmeyecek mi? Böyle makro izleyici kitlesi de ortaya çıkıyor bizim açımızdan.

Bugün bu konulara girmeyecektim. İkinci gün verdiğimiz Stockholm sunuları ile bir gün önce değindiğimiz izlenimlerimize; ‘biraz ayrıntı baharatı; tuz, kekik, tarçın,’ imgelemi ile farklı bir kulvardan bikoşu yaklaşarak olası bazı konuları sizinle biraz daha ağız tadı ile paylaşırız,’ diye düşünmüştük. Olsun! İyi de oldu!



İzlence nesnelerine gelince, tuz, kekik, tarçın, baharat sözcükleri boşuna değildi! Sunumlarda sebzeler birer doğal renk ve form objeleri olarak tahmin edilemeyecek vitrinlerde ve çok aykırı nesnelerle yan yana sunulmuştu. Örnek, ilk gün, ilk görsellikte soğanlar var. Bunu hiç düşünebiliyor musunuz!

Fuar, FORMEX tarafından, İskandinavya’ın en büyük dizayn, iç/mimari, tekstil, kağıt, oyuncak, elsanatları’ diye sunuldu ve 27-30 Ağustos günlerinde 200 kron bilet karşılığını (yaklaşık 40 ytl) ödeyen izleyiciye kapılarını açtı.

Yeme ve içme en çok ilgi gören konu olsa bile, bireylerin cebine yansıyan ekonomik kriz etkileriyle vardı fuarda. Bir kez 200 kron giriş ödentisi bir neden olabilir. Bir etken de okulların yeni açılmasıyla insanlar başka daha etkin bir yöne savruldu.
Duyurularda örneğin; ‘300 bine yakın bebek, bu günlerde yuvaya başladı,’ haberleri sağda solda trenlere ve metro duvarlarına asıldı. Demektir ki, anne ve babalar telaşlı ve ivecen başka bir kulvarda koşuyorlar bu fuar günlerinde. Yoksa çocuklar, anne ve babalar için de çok heyecan verici eşyalar yüzde elliye dek indirilmiş fiyatlarla alıcı bekledi üç gün boyunca.


Yeni yıl gelmeden önce stokları hazırlamak ve fiyatlar için ortak paydalar oluşturmak için olasıdır ki bir anlamda perakenteciler toptancılarla buluştu ve yeni sezon için görüştüler, önerilerle birlikte siparişler de alındı, verildi.

İlgi çeken reyonlardan birisi de çikolata reyonu oldu ve çikolata firmaları hemen her çeşitinden bol bol tatma önerisi yaparak, izleyicilere ikramda bulundular.
Sevgi, içtenlik...

Feryal - Tekin SonMez

28 Ağustos 2009 Cuma

Stockholm; fuar, moda ve haber; İlk yazı

Değerli İzleyici,

Uluslararası standartlarla dünyaya açılan Stockholm fuar fotoğraflarını, yazılarını ve arada sırada karşılaştırmalı yorumları burada sunacağız.

Uzmanlarca çok önceden seçilen konular üzerine çok önceden ön hazırlık çalışmaları yapılarak daha iyi, daha başarılı, daha farklı olma uğruna tıpkı bir yarışa çıkar gibi on binlerce ürün, dünyanın dört bir köşesinde milyon dolarlar harcanarak fuarlara gelen on binlerce izleyiciye coşku ve rekabet dinamikleriyle sunuluyor. Bu anlamda global bir ekonomik kriz/bunalım etkisi de yok ve izlence meraklıları koşuyor fuarlara.

Fuarların temelinde üretim ve tüketim ilişkisi bulunduğunu ve kitlesel/popüler istek ve buna bağlı heveslendirme ve alım gücü olanlar için harcama düzeneği olduğunu, dahası bu düzeneğin bilinçle yaratıldığını ve hatta bilimsel verilerle yönlendirildiğini unutmuş değiliz.

BİR; bununla birlikte, bu düzenek bu tür bir çark peşinde böyle işliyor diye ortaya konulan estetik değerleri, seçkin güzellikleri ve onlara verilen insan emeğini bir çırpıda unutup da görmezlikten mi geleceğiz?

İKİ; sonuç olarak sanatsal düzeyde karşımıza çıkan değerlerle kitleye sunulan varlıkların, bunlardan habersiz olanlara görsellikle, şöyle ki fotoğraf olarak iletilmesi de iyi yapıldığında, doğru gazeteciliktir.

Moda/yı da kapsayan ve yaratıcı imgelem isteyen bu tür becerili çalışmalar günübirlik kullanımlar için yaratılsalar bile modern bir eğilimdir günümüzde. Bu gerçeği yok sayıp yadsıyacak mıyız?

Fakat, bu tür bir eğilime ayak uydurma uğruna böyle bir blog sunumu çalışması yaptığımızı söylememiz, açık sözlü olursak kendimize karşı haksızlık olur yine de.

İyi de peki bu blog neden? Yanıt; şundan!

Bu blog için gerçek temel bir neden var!

Şöyle ki, yaklaşık iki milyon insanın varolduğu çok dilli ve çok kültürlü, çok renkli metropol Stockholm'de, bugün Türkçe iletişim dili olan yaklaşık yüz bin dolayında insan yaşıyor.

Bu Stockholm nüfusunun yüzde beşi demektir! Evet az sayı mı bu?

Evet! Görüldüğü gibi çoğu kez farkına bile varamadıkları, varsalar bile zaman yetmezliği nedeniyle gidemedikleri fuar etkinliklerinden görsel veri sunarak, bilgisayarları olan insanlara kısa yoldan bilgi iletmek için buradayız.

Bakın diyeceksiniz ki, çoğu kırsaldan gelen ve Stockholm metrolarında Türkçe iletişim dili ile yaşayan kaç kişi bu çabaya candan ilgiyi gösterecektir?

Bakın işte bu konuda gerçekten haklı olabilirsiniz Değerli İzleyici!

Biz yine de bugün ilk görselliklerle burada boşuna olmadığına inandığımız bir başlangıcı içtenlikle seve seve yapıyoruz.

Sunduğumuz seyirlikler hangi konuya bağlı olduğunu, fuarın hangi konu çevresinde oluşturulduğunu; yükleme, taşıma, görme ve gösterme ögelerini lokomotif gibi kullanabilir fotoğraflar olarak görselliğin yalın dili ile kendilerini içtenlikle sizlere taşıyacaklar ve algı dağarınızda belki de minicik günübirlik silinir izler bırakacaklardır...

Bununla birlikte yarın biraz ayrıntı baharatı; tuz, kekik, tarçın, olası yeşil nane ve dere otu kullanarak, kapsamlı olmasa bile, bu konuyu sizinle biraz daha ağız tadı ile paylaşacağız.

Sevgi, içtenlik...

Feryal - Tekin SonMez